MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI

Genel

MİRASIN REDDİ NEDİR?

Miras, miras bırakanın ölümüyle mirasçılara bir bütün halinde geçmektedir. Yani miras, miras bırakanın malvarlıklarıyla beraber borçlarını da kapsar. Uygulamada sıklıkla görüldüğü üzere miras bırakanın borçları daha fazlaysa mirasçılar zamanı içerisinde uygun makamlara sözlü veya yazılı beyanda bulunarak mirası reddedebilirler.

Mirasın reddi beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Sadece mirasın aktiflerini kabul edip borçlarını kabul etmeme gibi bir şart konulması mümkün değildir.

Mirasın reddi ancak miras bırakan öldükten sonra yani miras, mirasçılara geçtikten sonra yapılabilir. Miras bırakan hayattayken ancak mirastan feragat sözleşmesi ile mirası kabul etmemek mümkündür.

Mirasın reddinin iki türü bulunmaktadır bunlar: Mirasın gerçek reddi ve mirasın hükmen reddi

MİRASIN GERÇEK REDDİ NEDİR?

Medeni Kanun’da mirası reddedebilecek kişiler yasal ve atanmış mirasçılardır. Bu mirasçılar miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine mirası reddettikleri hususundaki beyanlarını süresi içerisinde sözlü veya yazılı olarak yapabilirler. Yapılacak bu beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir.

Ancak bu husus teknik hukuk bilgisi gerektirdiğinden ve herhangi bir hak kaybına uğramamak için bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ NEDİR?

Mirasın reddi kural olarak irade beyanını içeren mirasın gerçek reddi şeklinde yapılmaktadır. Ancak miras bırakanın öldüğü tarihte açıkça borca batmış olmasından dolayı ödemeden aczi açıkça belli oluyorsa ya da bu durumun resmen tespit edildiği durumlarda kanun mirasın reddedildiği varsaymaktadır. Bu durumda mirasçıların bir ret beyanında bulunmalarına gerek yoktur. Bununla beraber hükmen ret durumunda bir süre öngörülmeyip bu durum her zaman ileri sürülebilecektir. Ancak her ihtimale karşı süresi içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirası reddetmeyi tavsiye etmekteyiz.

MİRASIN REDDİNİ KİMLER YAPABİLİR?

Miras bırakanın yasal mirasçıları ve atanmış mirasçıları mirası reddetme hakkına sahiptirler. Yasal mirasçılar, miras bırakanın altsoyu, üstsoyu, sağ kalan eşi, evlat edindikleri ve son olarak devlettir. Atanmış mirasçılar ise miras bırakanın sağken yapmış olduğu vasiyetname veya miras sözleşmesi ile mirasçısı olarak belirlediği kişilerdir.

Bunlar haricinde vasiyet alacaklısı da Medeni Kanun 616.madde uyarınca mirası reddetme hakkına sahiptir.

MİRASIN REDDİ HANGİ SÜREDE YAPILACAKTIR?

Medeni Kanun’da mirasın reddi için 3 aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan 3 ay içerisinde mirasın reddedilmemesi durumunda bir daha miras reddedilemeyecektir. Ancak şuna dikkat edilmelidir ki bu 3 aylık hak düşürücü süre mirasın gerçek reddi için geçerlidir. Mirasın hükmen reddi yani terekenin açıkça borca batmış olduğunun anlaşıldığı veya resmen tespit edildiği durumlarda her zaman ileri sürülebilir.  

Bu 3 aylık sürenin başlangıcı kanunda şu şekilde düzenlenmiştir:

+ Yasal mirasçılar için sürenin başlangıcı miras bırakanın ölümünü öğrendiği tarihtir. Ancak kişi daha sonra mirasçı olduğunu öğrenirse süre bu öğrenmeden sonra başlayacaktır.

+ Atanmış mirasçılar için 3 aylık süre miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun kendilerine bildirilmesiyle başlar.

+ Terekenin yazımı istenmişse süre Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasçılara tereke yazımının sona erdiğini tebliğ etmesinden itibaren başlayacaktır.

+ Her somut olaya göre ayrı bir değerlendirme yapılmakla önemli sebepler varsa mahkeme tarafından yasal ve atanmış mirasçılara verilen ret süresi uzatılabilir yahut yeni bir süre verilebilir.

MİRASIN REDDİ HANGİ MAHKEMEYE YAPILIR?

Mirasın gerçek reddi yani süresi içerisinde hür ve kayıtsız şartsız irade beyanı miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Mahkeme ise bu beyanda bulunan mirasçıya mirası reddettiğine dair bir belge verir.

Mirasın hükmen reddi durumunda ise bu 3 aylık sürede herhangi bir işlem yapılmamış olsa dahi karine olarak mirasçıların mirası reddettikleri kabul edilmektedir. Ancak her ihtimale karşı süresi içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirası reddetmeyi tavsiye etmekteyiz. Burada mirasçıların dikkat etmesi gereken en önemli nokta mirası kabul etmiş gibi sonuç doğuracak eylem ve işlemlerden çekinmeleri gerektiğidir.

Mirasçılar miras bırakanın borçlarından dolayı kendilerine karşı açılmış davalar bakımından mirasın hükmen reddini savunmalarında kullanabilirler.

Tereke alacaklılarının mirasçılara açtıkları davalar ve icra takiplerine karşı terekenin borca batık olduğunun tespitinin isteneceği mahkeme davalı tereke alacaklısının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesidir.

MİRASIN REDDİ BEYANI İPTAL EDİLİP TEKRAR MİRASÇI OLABİLİR MİYİM?

Kural olarak miras reddedildikten sonra bundan dönmek mümkün olmamakla birlikte ret beyanı yanılma, aldatma veya korkutma sonucunda verilmişse mahkemeye başvurularak ret beyanının iptali istenebilecektir. Örnek vermek gerekirse başka bir mirasçı tarafından korkutulmak veya miras bırakanın borcunun daha fazla olduğu bahsinde yanılarak mirasın reddedilmesi durumlarında ret beyanının iptali istenebilecektir.

MİRASIN REDDİ NASIL YAPILIR?

Mirasın reddi bizzat mirasçı tarafından yapılabileceği gibi bir avukat tarafından da yapılabilecektir. Mirasın reddinin çok ciddi sonuçları bulunduğundan bunun daha detaylı olarak incelenmesi ve hak kaybına uğramamanız açısından avukattan danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz.

Mirasın reddine ilişkin içerisinde herhangi bir kayıt ve şart bulunmayan ret beyanı 3 ay içerisinde miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır.

Sulh Hukuk Mahkemesinde dava hasımsız olarak açılır. İrade beyanının nasıl yapılacağı bir şekil şartına bağlanmamış olup sözlü veya yazılı olarak yapılabilecektir. Hakim sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.

Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

MİRASIN REDDİNİN SONUÇLARI NELERDİR?

Mirasın reddi yapılmışsa bu sadece mirası reddeden mirasçı açısından hüküm ve sonuç doğuracaktır.

Bir yasal mirasçı mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.

Medeni Kanun uyarınca en yakın yasal mirasçıların tamamı mirası reddederse reddedilen bu miras Sulh Hukuk Mahkemesince İflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Bir örnek vermek gerekirse vefat eden bir kişinin eşi, kızı ve bu kızının çocukları ile kendisinden önce vefat eden kızının oğlu hayattadırlar. Miras bırakanın sağ kalan eşi, kızı ve kendinden önce ölmüş olan kızından olan torunu mirası reddederlerse miras sağ olan kızından olan torunlara intikal etmeyip iflas hükümlerince tasfiye edilir. Bu tasfiye sonucunda terekenin borçları ödendikten sonra artan malvarlığı olması durumunda bunlar mirası reddetmemiş gibi mirasçılara payları oranında dağıtılır.

Miras bırakanın altsoyu tamamen mirası reddederse ve eş sağ ise miras tamamen sağ kalan eşe intikal ederek tek başına mirasçı olur. Örnek vermek gerekirse miras bırakanın çocukları ve torunlarının hepsi mirası reddederlerse miras bırakanın anne ve babasına geçmeksizin tamamı sağ kalan eşine geçecektir.

Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.

MİRASIN REDDİ YAPILDIĞINDA MİRAS BIRAKANIN ALACAKLILARI NE ŞEKİLDE KORUNUR?

Medeni Kanunu’nun 618. maddesi uyarınca terekenin borca batık olmasından dolayı mirası reddeden mirasçı, miras bırakanın alacaklılarına karşı, miras bırakanın ölümünden önceki 5 yıl içerisinde almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.

İyiniyetli mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurken mirası kötü niyetli olarak reddeden mirasçılar geri vermekle yükümlü oldukları kazandırmanın tam değeri ile sorumlu olurlar.

Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır.

MİRASIN REDDİ YAPILDIĞINDA MİRASCILARIN KİŞİSEL ALACAKLILARININ NE ŞEKİLDE KORUNUR?

Mirasçının borçlarını ödeyebilecek gücü olmamasına rağmen alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddederse alacaklıları veya iflasa tabi ise iflas masası mirası reddettiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde reddin iptali davası açılabilecektir.

Açılacak bu dava davalı mirasçının son yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılacaktır.

Ancak ispat hususunda dikkat edilecek en önemli nokta davacılara yeterli güvence verilmeyerek mirasçının kötü niyetle yani sırf zarar vermek kastıyla mirası reddettiğinin ispat edilmesidir.

Bu 6 aylık süre hak düşürücü süre niteliğinde olup sürenin geçirilmesi sonrasında bir daha reddin iptali davası açılamayacaktır.

Mahkemenin reddin iptaline karar vermesi durumunda miras resmi olarak tasfiye edilir. Tasfiye edilen mirastan, reddeden mirasçının payına bir şey düşerse önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

Kırklareli Anadolu Lisesinde öğrenim gördükten sonra Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesini başarıyla tamamladım. Kırklareli Barosuna bağlı bir avukat olarak hizmet veriyorum. Benimle iletişim kurmak için iletişim sekmesini ziyaret edebilirsiniz.
Yazı oluşturuldu 18

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön