BABALIK DAVASI (BABANIN ÇOCUĞU TANIMASI DAVASI) NEDİR?
Babalık davası evlilik dışında veya iddet müddeti içerisinde dünyaya gelen çocukla babasının arasında soybağı kurulabilmesi için açılan bir davadır.
BABALIK DAVASI AÇABİLMEK İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NEDİR?
- Çocuğun annesinin belli olmadır anne belli değilse babalık davası açılamaz.
- Çocukla başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi bulunmamalı veya var olan soybağı ilişkisinin geçersiz kılınmış olması gerekmektedir.
- Açılmış bir nüfus kaydının düzeltilmesi davası bulunmamalıdır. Eğer böyle bir dava açılmışsa davanın sonucu beklenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulacaktır.
- Davanın Cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbarı gerekmektedir. Ayrıca dava, anne tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa da anneye ihbar edilmelidir.
BABALIK DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?
TMK m. 301 uyarınca babalık davasını açabilecek kişiler anne ve çocuktur. Anne yalnızca kendi adına babalık davası açabilmektedir. Çocuk ergin olmadan onun yerine anne, babalık davası açamamaktadır. Çünkü bu noktada çocuğun menfaatleri ile annenin menfaatleri çakışabilmektedir. Çocuk ergin oluncaya kadar geçen sürede çocuk yerine kayyım da dava açabilmektedir.
Çocuk ergin ise, babalık davasını kendisi açabilir. Babalık davası açma hakkı yukarıda da belirtildiği üzere kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, çocuk sınırlı ehliyetsiz olsa bile davayı bizzat açabilir. Çocuk ergin olmasına rağmen tam ehliyetsizse babalık davası açamaz. Tam ehliyetsiz ergin çocuk adına temsil kayyımı tarafından babalık davası açılabilir. Burada önemli olan noktalardan biri, yasal temsilci olan annenin kayyım olarak atanmasının mümkün olmamasıdır, zira anne ile çocuğun menfaatleri çatışabilir. Ayrıca anne ile çocuğa atanan kayyımın aynı vekil ile temsil edilmesi de mümkün değildir.
Anne ve çocuğun babalık davası açma hakkı birbirlerinden bağımsız nitelikte olup babalık davasını birlikte açabilecekleri gibi ayrı ayrı da açabilirler. Dava hakları birbirlerinden bağımsız olduğu için, birinin kaybettiği dava diğerini etkilemez, biri için kesinleşen mahkeme kararı diğeri için kesin hüküm teşkil etmez. Yine birinin feragati veya sulh olması da diğerini etkilemez. Babalık davası açma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır, davayı açmadan önce dava hakkından feragat etmek de mümkün değildir.
BABALIK DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?
Davalılar TMK. md.301/2’de babalık davasının davalısının baba (baba olduğu iddia edilen erkek), babanın ölmesi halinde ise babanın mirasçıları olduğu belirtilmiştir. Babalık davalarında nüfus müdürlüğünün taraf sıfatı yoktur.
Babalık davası, baba olduğu iddia edilen erkeğin ölmüş olması halinde, erkeğin mirasçılarına karşı da açılabilir. Mirasçılardan kastedilen yasal ve atanmış mirasçılardır. Birden fazla mirasçı varsa dava bütün mirasçılara karşı açılmalıdır ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Dava, baba olduğu iddia edilen erkeğe karşı açılmış ancak baba yargılama sırasında ölmüşse, mirasçılarına davetiye çıkarılarak davaya devam edilmelidir. Mirasçılar, babalık davası sonucu hükmedilebilecek parasal yükümlülüklerden, babadan kalan miras payı oranında sorumludurlar.
BABALIK DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NEDİR?
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun (AMKGYUDK.) 4.maddesinde, 4721 sayılı TMK.’nın üçüncü kısmı hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı TMKYUŞHK.’ya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin Aile Mahkemesinde görüleceği belirtilmiştir. Babalık davası, TMK.’nın ikinci kısmında yer almaktadır. Bu sebeple de babalık davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, Yargıtay davaya görevli mahkeme olan Aile Mahkemesinin bakmamasını bozma sebebi yapmaktadır. Aile mahkemesi kurulmamış yerlerde babalık davasına aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi bakmaktadır. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde ise TMK. md.238 hükmü dikkate alınır. Buna göre; babalık davası, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.
BABALIK DAVASINDA SÜRELER NELERDİR?
TMK m.303 babalık davasının açılmasına ilişkin hak düşürücü süreleri düzenlenmiştir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir.
Annenin çocuğun doğumundan itibaren bir yıl içinde dava açması gerekir. Bir yıllık süre hak düşürücü süredir. Ancak çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu soybağı ilişkisinin kalktığı tarihten itibaren başlar. Çocuğun soybağı ilişkisi bulunduğu erkekle soybağı ilişkisi, tanımanın iptali veya soybağının reddi davası ile ortadan kaldırılmadıkça, annenin babalık davası açma süresi işlemeye başlamaz.
Bir yıllık süre içerisinde dava açılmasını engelleyen haklı sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir ay içinde dava açılabilir.
Ananın dava açması bakımından 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş olmasına rağmen çocuğun babalık davası açması, herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.
BABALIK DAVASINDA ANNENİN MALİ HAKLARI NELERDİR?
Dava ayırt etme gücüne sahip anne tarafından açılabilir, annenin fiil ehliyetine sahip olması da gerekmez. Anne, sınırlı ehliyetsiz olsa dahi, babalık davasını kanuni temsilcisinin izni olmaksızın açabilir, velisi ya da vasisinin izni gerekmez. Annenin ayırt etme gücünün bulunmaması halinde ise davayı onun adına kanuni temsilcisi açar. Annenin dava hakkı çocuktan bağımsız olduğu için, çocuk ölü doğmuş veya babalık hükmünün kurulmasından önce ölmüş olsa bile anne, TMK m. 304’te bahsedilen; doğum giderlerini, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderlerini, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderlerini, davalı babadan veya babanın mirasçılarından talep edebilir. Sayılan bu taleplerle birlikte iştirak nafakasına da hükmedilebilir. Çünkü soybağının kurulmasının akabinde davalı baba da anne kadar müşterek çocuğun bakımı konusunda yükümlülük altına girecektir. Annenin doğum nedeniyle yapmış olduğu bu giderlere maddi tazminat denilmekle, annenin bu maddi tazminatı isteme hakkı mirasçılarına geçer. Çocuk ölü doğsa dahi hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Ancak; üçüncü kişiler ya da sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilecektir. Bu talepler harca tabi değildir.
Çocuk, babalık davasını açma hakkına sahip olmakla birlikte, TMK. md.304’te düzenlenen parasal ödemeleri annesi adına isteyemez. Zira TMK. md.304’te düzenlenen giderleri talep hakkı sadece anneye aittir.
BABALIK DAVASI TAHMİNİ OLARAK NE KADAR SÜRER?
Davanın açıldığı mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişkenlik göstermekle beraber Bakanlığın yargıda hedef süre uygulaması ile davaların makul süre içerisinde bitirilmesi yönünde çabalar ortaya konulmuş bulunmaktadır. Bu kapsamda babalık davasının 11 ay (330 gün) içerisinde bitirilmesi bir hedef olarak ortaya konulmuştur. Bu sürenin haricinde istinaf ve temyizsürelerini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
BABALIK DAVASINDA İSPAT NE ŞEKİLDE OLACAKTIR?
Babalık davasında ispat yükü esasen davacıda olmakla birlikte, cinsel ilişkinin varlığını ispatlamak oldukça güç olduğundan kanun koyucu bazı karineler öngörmüştür. Bunlar:
- Davalının, çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır.
- Bu süre dışında olsa bile, fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse, bu durum da babalığa karine sayılır.
Davacının kritik dönemde davalı ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispatlaması yeterli olup bu hususu mektup, mesaj, tanık, ikrar gibi her türlü delille kanıtlayabilir. Kesin bir ispattan ziyade, cinsel ilişkinin varlığına yönelik kuvvetli emareler aranır.
Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya üçüncü bir kişinin baba olma olasılığının kendisinden daha fazla olduğunu ispatlarsa, babalık karinesi geçerliliğini kaybedecektir. Davalının babalığının şüpheli olduğunu ispatlaması ise karinenin çürütülmesi için yeterli kabul edilmez.
Babalık karinelerinden yararlanmak için davalı ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispatlayamayan davacı, kan testleri, DNA incelemeleri, antropobiyolojik muayenelerden (vücut ölçüleri orantılarına bakılarak babalık tayini) yararlanarak iddiasını ispatlayabilir.
Soybağının belirlenmesine ilişkin davalarda gözetilmesi gereken özel yargılama usulü kuralları vardır. Bu dava, kamu düzenindendir. Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesi gereği; hâkim, maddi olguları re’sen araştırıp, kanıtları serbestçe takdir eder. Taraflar ve üçüncü kişiler de, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdür.
Şayet davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292. maddesinde de hâkimin zor kullanmak suretiyle DNA testi yaptırabileceği düzenlenmiştir.